ÇekTürk Röportaj: Şefik Kemal ŞİMŞEK
” Her hayatın bir çehresi, her çehrenin de bir hikayesi var. Benim yakıtım /enerjim bu hikayeleri dile getirmek. Hayatta ve dünya da neler olduğuna karşı umursamaz biri değilim. Gördüklerimi tuvallerle, taşlarla ve diğer araçlarla ifade ediyorum. ”
Şefik Kemal ŞİMŞEK
8 Eylül’de başlayıp, önümüzdeki Cumartesi yani 6 Kasım 2015 tarihine kadar sürecek olan Şefik Kemal Şimşek’in, Galerie Idea’daki sergisini gezmediyseniz, gezmek için son fırsat : son 2 gün!
ČeskoTurecko / ÇekTürk ekibinin bir kısmı olarak, biz 8 Eylül Perşembe akşamı sergi açılışına gidip kendisi ile tanışma fırsatı yakalamış olmaktan ötürü mutluyuz. Kendisi bize tek tek eserlerinin ne manaya geldiğini anlatıp, bizi aydınlatırken, aynı zamanda birbirimizin hikayelerini paylaşma fırsatı bulduk.
Aşağıda ise Şefik Kemal Şimşek ile yapmış olduğumuz röportajı bulabilirsiniz :
- Çalışmalarınız hayatta neler olduğuna dair karşı fikrinizi gösterir biçimde. Kendinizi bir asi veya isyankar olarak tanımlıyor musunuz ? Eğer öyleyse, çocukluğunuzdan beri mi böylesiniz ?
Evet doğru gözlemlemişsiniz, işlerimde sosyal hayatta maruz kaldığımız olayları kendi üslubumla yorumlamaya çalıştığım doğru bir tespit olur kanımca. Ve evet, bu olaylara kayıtsız kalamıyorum , o da benim anarşist yanım sanırım.
Kişisel olarak benim sanata bakışım sanatın dinamik bir öge oluşu ve toplumları tetiklemesi yönünde , yeni heyecanlar taşıması bu da yaşadığımız zamanın iyi gözlem ve analizi gerektirir ve içinde anarşist duygular besler.
- Son yıllarda Türkiye’deki sanat / kültür hakkında ne düşüyorsunuz ? Geçen son 10 yıl içerisindeki en büyük değişiklikler nelerdir ?Bu sorunuza Türkiye’de sanat diye bakamayacağım. Dünyada sanat ve kültür hakkında ne düşündüğümü anlatmaya çalışayım. Benim gözlemlediğim şudur ki, çağımızda sanat ve kültür bir rant haline gelmiş, üzerine yatırım yapılan, suni beslenen ve ne yazık ki bir kısım için para aklama aracına dönüşmüş, bunun nedenlerinin başında da eğitimsiz yada kalitesiz eğitimli toplumlar geliyor. Tüketim ve tüketmeye odaklı nesiller yetişiyor gün gelecek üretme ihtiyacı duyduğumuzda ama bunları derken, benim bunun karşısında çok iyimser bi duruşum var. Çünkü bu olup biten olumsuzluklara, zamanı gelecek yine sanat ve kültür cevap verecek.
- Resimlerinizde ve heykellerinizde kullandığınız tekniklerden bahseder misiniz ? Yaptığım her işte öncelikle malzemenin dilini anlamaya ve konuşmaya çalışıyorum. Ben bu yapım sürecine malzeme ve benim ritmim diyorum birbirimize uyum sağlıyoruz. Teknik olarak malzeme konusunda klasikçi diyebilirim kendime : bronz, mermer ,ahşap , metal vs.
- Siz genellikle yağlı boya, çizim ve heykel yapıyorsunuz. Bunlardan hangisine kendinizi yakın hissediyor, en çok hangisini yapmaktan hoşlanıyor ve hangisiyle kendinizi en iyi ifade ediyorsunuz ?
Hiç düşünmeden ilk aklıma gelen cevap tabi ki heykel. Ama şunu söylemeliyim; bir işi yaparken o anda inandığınız ve sizi heyecanlandırıp içine çekiyorsa, malzemenin çok da önemi yok, o anınızdaki heyecan kalıyor. - Serginiz şimdi Prag’da. Kendinizi Çek sanatına yakın hissediyor musunuz ? Prag’da bulunduğunuz süre içerisinde Çek sanatını tanıma fırsatınız oldu mu ?
Ben tüm samimiyetimle söyleyebilirim ki kendimi sanata yakın hissediyorum. Bunun hiç bir uyruğu yok bence. Çek sanatı hakkında pek bilgim olmadığını tanımaya başladıkça anladım. Aslında tanımaya çalışacağımı söyleyebilirim çok zengin olduğunu biliyorum ve öğreniyorum.