Ünlü Ebru Sanatçısı Atilla Can ile Röportaj

Ünlü Ebru Sanatçısı Atilla Can ile Röportaj


Bu yıl 5.si 21-27 Kasım 2016 tarihleri arasında Prag, Çek Cumhuriyeti’nde gerçeklecek olan Dünya Ebru Günü’nün kutlanmasının ve Ebrunun UNESCO tarafından Dünya Kültürel Miras Listesine alınmasının ardındaki önemli isim Atilla Can ile ÇekTürk ekibi olarak röportaj yapma fırsatı bulduk. Röportajı keyifle okurken daha önce duymadığınız bilgileri de öğrenme fırsatınız olacak! Mesela bu yıl, 5. Dünya Ebru Günü’nün neden Prag’da yapıldığı gibi…                                                                                   Ebru_2              Ebru_3

Şimdi gelelim ebru sanatçısı saygıdeğer Atilla Can ile Röportajımıza;

1.Kısaca biraz kendinizden bahseder misiniz?
1969 yılında dünyaya geldim,  yaşamım boyunca sanattan hiç kopmamış ve ebru sanatına aşık biriyim. Sanatın, yaratıcılığın ve hayal gücünün özgür irade ile oluşacağına inanan, hayatın mutlak  bir maksadı olduğuna inanan,  yaşamda hoşgörü ve tutarlılığın vazgeçilmezliğini  ilke edinmiş, kültür elçiliği için çaba sarf eden, bir eş, güzel bir kıza sahip bir babayım.

Atilla_Can_Bey

                       Atilla Can’ın Prag’da bir fotoğrafı…

2.Ebru sanatını ilk nerede ve ne zaman gördünüz?
Resim yaptığım için ebru sanatının varlığını biliyordum. Su üzerinde icra ediliyor olması onu tılsımlı ve enteresan kılıyordu. Bu da bende onun cazibesine karşı koyamayacağım hissinin uyanmasına vesile oldu. İçimdeki o coşku ve hararet ile Ebruyu araştırmaya başladım. İlk ebruyu İstanbul’da bir ebru sergisinde gördüm. O an bu sanatı yapmam gerektiğine karar verdim ve harekete geçtim.

3.Bu ilk etkileşimden sonra ebru sanatına nasıl başladınız?
Ebru öğrenebilmek için arayışlara geçtim. Birkaç ebru hocası ile tanıştım, tarzları bana uymuyordu. Arayışlarım sürdü ve  bir gün İstanbul Sultanahmet’te bildiğim bir hat erbabının konuğu oldum. Ona ‘Ebru öğrenebileceğim bir yer var mı?’ diye sorduğumda, yanına oturduğum kişinin, “Ben Ebru hocasıyım” demesiyle bir an şaşkınlık yaşadım. O kişi aynı zamanda hat hocasının  öğrencisi olan Ali Çalışır’dı. Uzun bir sohbetten sonra beni atölyesine davet etti. Bu tanışıklık ile ebru yolculuğumun ilk biletini o gün almış oldum. İlk ders randevusu Zal Mahmut Paşa külliyesinde, 29 Mayıs pazar gününe tesadüf etti. Atölyemizin yan tarafında bulunan Mehteranlar, İstanbul’un fetih merasimi için hazırlanıyorlardı. Mehteranlar; savaşta askerlerin cesaretini arttırmak, ruhunu canlı tutmak ve korkusuz davranmalarını sağlamak için çabalayan askeri mızıka bölüğüdür. İşte o istisnai günde, İstanbul’un doğum gününde ilk Ebru dersini alarak sanat yaşamıma başlangıç yapmış oldum. Biraz düşündüğümde, ebru sanatında yeni fetihler yapmak, yapılmaz deneni hayal etmek ve zafer kazanmak,bu sanatta korkusuz olmak,ilk ebru dersini aldığım günün etkisi ile oluşmuş olabilir diye yorumluyorum.

Ebru_1

Atilla Can ve Ebru Sanatının Kendisine Hissettirdikleri

4.Ebrunun size hissettirdikleri nelerdir?
Ebru bir yaşam biçimi, tarifi imkansız bir mutluluk. Ebru; dili, dini, rengi, görüşü ne olursa olsun, insanlar arası kurulan bir sevgi köprüsü. Ebru, büyülü bir atmosfer yaratan, dünyada tuvali su olan tek resim sanatı .Her şeyden öte ebru, suya yazılan bir aşk hikayesidir.

5.Ebru sanatını UNESCO listesine sokarken ne gibi zorluklar yaşadınız? Size inanmayanlar ve sizin yanınızda olmayanlardan bahsediyordunuz…
Bu dünyada hayallerimiz kadar bir yer kaplıyoruz. Benim UNESCO hayalimin çok büyük olduğuna insanlar karar vermişti zaten. Ulaşılmaz bir fikir olduğuna, bürokratik  tel engellerle çevrilmiş, asla kazanamayacağım bir kişilik bir savaş olduğunu söyleyenler de oldu. Kimileri ise hayalperest bir Don Kişot olduğumu, asla kimsenin bana bu yolda  Sancho Panza gibi yardım etmeyeceğini ,yalnız kalacağımı söyleyenler oldu. Kimileri  ise ,hayallerimin büyüklüğünden ve zafer kazanabilme ihtimalimi düşünerek, biz neden daha önce  böyle bir şey düşünmedik dediklerini duydum. Soruyorum size, bu yaşamda, bu dünya üzerinde kaç insanın hayali, fikri 190 ülke tarafından ayakta alkışlanıyor. Ben,fikrimi alkışlayanları, 2014 yılında UNESCO Paris merkez binası toplantı salonunda gördüm. Zorluk, inançsızlık, yalnız bırakılma, asla bildiğim bir yolda yürümeme engel değildi.Asla başımı eğmedim. Çünkü hep Tanrının bana, asla taşıyamayacağım bir yükü vermeyeceğini düşündüm ve o kararlılıkla,o azimle yürüdüm ve sonuç ortada.

Atilla Can’ın Ebru Sanatı ve UNESCO Konusuna Bakışı

Ebru_46.UNESCO başarısından sonra ilk hisleriniz neler oldu?
En son hatırladığım kalbimin sesinin dışarıdan duyuluyor olmasıydı. Sonucu beklerken oturum başkanının tahta tokmağı vurup,kazandığımızı dünyaya bildirmesi ve büyük bir alkış seli. Bu yaşanılan dünyada  en güzel mutluluklarımdan birisiydi. O an hiç bitmesin istedim.

7.Dünya Ebru Günü’nü kutlamak için diğer  ülkeler arasından neden Çek Cumhuriyeti’ni seçtiniz?
5 ülke ciddi manada Dünya Ebru Günü’ne talip oldu. Çek Cumhuriyetinin en güçlü rakiplerinden biri Türkiye idi. Neden Çek Cumhuriyeti, çünkü bu işi hakkıyla yapabilecek donanıma sahipti. Çek Cumhuriyeti;kararlı,kendinden emin ve profesyonel bir dosya ile etkinliği benden istedi. Çek sanatçılar;Xenia ve Şarka’daki ebru aşkı müthiş, mutlu insanlar ülkesi Çek Cumhuriyeti. Bu ve buna benzer bir birçok sebepten dolayı, diğer taleplerle de kıyasladığımda,bir adım önde olduğu için Çek Cumhuriyeti’ni seçtim.Dünyanın en güzel sanatlarından biri olan ebrunun,dünyanın en güzel şehirlerden biri olan Prag’da bir etkinlikle kutlanması kadar güzel ve doğru bir şey olamaz.

Prag’da Ebru Sanatı

8.Çek Cumhuriyeti, Prag’ın sizin için bir anlamı var mı?
Prag rüya şehir. Kültür,sanat ve müziğin şehri. Vltava nehrinin nazlı akışı, muhteşem köprüleri, kuleler ve katedrallerin gökyüzü maviliğinde asılı kaldığı bir şehir. 21.yüzyıldan, zaman makinası kullanmadan ortaçağa gitmenize müsaade eden bir şehir. Arnavut kaldırımlarında halen atların nal seslerinin günümüze kadar gizli kaldığı şehir. Diktatörlerin bile bombalamaya kıyamadığı,insanlığını hatırladığı şehir.  Kafka ve Milenanın aşkının tanığı ,yeryüzünün saklı cenneti bir şehir Prag.

9.Sizce bu seneki etkinlik nasıl olacak, daha çok yabancı Ebru severler bu güne katılır mı?
Bu seneki etkinlik muhteşem olacak. Bizzat bana 50 ülkeye yakın ülkeden Dünya Ebru Gününü destekleyen mesajlar geldi. 40’a yakın ülkeden sanatçı Uluslararası Ebru Sergisine katılacak. Dünyanın uzak ülkelerinden yüzlerce sanatçı Prag’a gitmek için bilet aldı bile. Workshoplar, yuvarlak masa toplantıları, birebir ebru dersleri, özel engelli çocuklarla ebru workshop yapma niyetimiz, sergilenecek eserlerin satılıp bir hayır kurumuna bağış olarak verilmesi, dünyanın birçok yerinden gelecek ebrucularla tanışmak, birlikte vakit geçirmek,çok anlamlı ve güzel olacak.İlgi çok büyük, bu da bana mutluluk veriyor.

Ebru_510.Sizce 5. Dünya Ebru Günü Prag’da olmasaydı, hangi şehirde olurdu? Veya bir sonraki hangi şehirde olacak?
İstekli yerlerin kriterleri puanlandı ve bir sıralama yapıldı. Bu etkinlik Prag’da olmasaydı, sıralamada yer alan Prag’dan sonra gelen yerde olacaktı. Prag hazırlıkları sürerken,2 ülke daha Dünya Ebru Gününü yapmak istediğini belirtti. 2017’de yapılacak 6.Dünya Ebru Günü nerede olacak şimdiden kestiremem. Ancak ciddi bir talepte bulunacak her yerin bu organizasyonu alma şansı var. Talepler için,proje detaylarını anlatır maili atillacan99@hotmail.com adresime atarlarsa değerlendirmeye gireceklerdir. Büyük bir heyecanla bekleyip göreceğiz.

Dünyada Ebru Sanatı

11.Ebru sanatının dünyadaki popülaritesi nedir?
Ebru UNESCO zaferinden sonra hızla dünyaya yayılmaya başladı. Popüler ve çok sevilen bir sanat. Dünyanın birçok yerinden insan ders almak için benimle bağ kuruyor.Yaptığım etkinliklere katılmak istediklerini söylüyor. Teknoloji ve iletişim çağı bizleri birbirimize daha da yaklaştırıyor. Henüz ebru tüm dünya ülkelerine yayılmış durumda değil. Benim kişisel bağlarım ve tespitim, ebru sanatı, dünyanın 60 ülkesinde yapılıyor veya yapılmaya çalışılıyor.

12.Ebru sanatının Türkiye’deki popülaritesi nedir ve bununla ilgili ne düşünüyorsunuz?
Ebru Türkiye’deki en popüler sanatlardan biri. Herkes sevgi ile bu sanatı öğrenmek istediklerinden bahsediyor. Birçok özel atölye var. Bir bakıyorsunuz okullarda yapılıyor,bir bakıyorsunuz psikolojik rehabilitasyon için kullanılıyor. Kimi insan için ebru bir sanat dalı, kimisi için ebru bir yaşam tarzı.Ebru Türkiye’de çok sevilen,aranılan,adı çok sık duyulan bir sanat. Her geçen gün kendine değer ve yenilik katan bir sanat.

Umarız bu güzel röportajı okurken keyif almışsınızdır! Prag 5. Dünya Ebru Günü’nde sizleri de aramızda görmek isteriz. Daha önce Prag 5.Dünya Ebru Günüyle ilgili paylaştığımız postu okumak için buraya tıklayınız. Prag 5. Dünya Ebru Günü etkinlik sayfasını görüntülemek için buraya tıklayınız. Bilet almak için de buraya tıklayınız.

ebru-day-poster